bugün bir ispanyol kaldı başıma sevgili 0 izleyicim.şirkette onunla ilgilenecek kimse yoktu, ve bostancıya gidecekti, ordan kabataşa gidecekmiş..bana kaldı, ben getirdim, gönderdim "jordi"yi..üç kuruşluk ingilizcemizle istanbul trafiğinden, avrupa basketbol şampiyonasına kadar sohbet ettik, iletişimi kesmeyelim diye resmi bir yalan bile söyledi bana..ama keyif aldım ne yalan söyleyim..
1 aydır kadıköye bile inmedim, iş ev, ev iş denilen şahane kombinasyonu uyguladım..bayramda ankaradaydım tabii, ama bu kadıköye inmediğim gerçeğini değiştirmiyor..bunu niye söyledim, jordiyi bugün bostancı iskeleye bıraktım ki, benim evime çok yakın..sahilde herkes vardı. vardı derken hakkaten vardı, insanlar bedeninin yanında ruhunu da yanlarında taşımayı becermişlerdi, yani hayat devam ediyordu, bu çok açık olarak yüzüme vuruldu benim sahilde.artık dışarı çıkmam, inimi terketme vaktim gelmiş, sen geçmişi düşünürken, geçmiş, geçmişine geçmiş katıp geçiyor,,sen geçmişindeki insanların di'li geçmiş zamanından miş'li geçmiş zamanına terfi ediyorsun.onlar hala senin şimdiki zamanındayken..
hayatımda yapmadığım bir şeydir, iki hafta evde durmak..haftasonu çalıştım belki ama bu bahane değil, çıkacaksın arkadaş, hiç vaktin yoksa sahilde iki bira içip döneceksin evine. bu dört duvar arası sana iyi gelmiyor işte anla artık bunu!
yarın bandista konserine gideceğim, babylon'u yakacağım, barikata katılacağım, uyanışım olacak bu benim belki de!hiç bir bok olmasına gerek yok, sokakta olmak yeter, askerde en çok bunu özlemiştim, hava karardığında sokakta olmayı!şimdi bunu kendim sağlıyorum, erlerine insan olmayı yasak eden bir subay gibi..
sahilden gelince çok içesim geldi, 4 adet bira alıp eve geldim, beşiktaşın maçını izledim, azıcık keyiflendim, şimdi de son biramı içip, sanal sosyaller gibi bloğuma yazı yazıyorum. manasız, luzumsuz şeyler.. ama söyleyemiyorum ki kimseye bir şeyler..
en son bandista konserinde bir sevgili yapmıştım kendime, aşık olmadığım ama yokluğunda da ağladığım. en azından yokluğunda ağlayacağım birileri yaratmalıyım kendime, gerçek olmasına gerek yok, gerçekten ağlamama hiç gerek yok, en azından dışardan ağladığım sanılsın yeter..ne kadar saçma sapan bir düşünce biliyorum ama gittikçe yükselen haller içindeyim işte.
belki de en güzeli böyle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder